Yazıtlara göre Simena M.Ö. 4 . yüzyıla tarihlenir ve Kekova körfezinde kurulmuştur,bugün Simena'ya  denizden ulaşmak daha kolaydır.Bugünkü ismi Kale'dir ve bu adı tepede bulunan bir kaleden alır.Simena limanı etrafında kümelenen evlerin arasından geçerek arkadaki tepeye tırmanırsanız tepede bulunan kaleye varırsınız.Kalenin içinde tepenin kayalarına oyulan ufak bir tiyatro görürsünüz;bu tiyatro antik Likya'nın en küçük tiyatrosudur ve yalnız 7 oturma sırası vardır ve 300 kişiliktir.Tiyatronun batısında kaya mezarları ve onların üstünde bir Roma suru mevcuttur.Antik bir tapınağın üzerine inşa edilen kale ortaçağda hizmet görmüştür.

Daha aşağıda kıyıda görülen kalıntılar bir hamama aittir ve buradaki yazıtta, 'Arpelia halkı tarafından İmparator Titus'a hediye edilmiştir ' denilmektedir.Simena'da denizde duran bir Likya lahdi Simena'nın sembolü haline gelmiştir.Büyük kemerli ve keskin sırtlı kapağı ile yüzyıllardan beri orada durmaktadır.


  


Simena veya Kale çok sakin ve huzurlu atmosferi ile çağdaş dünyanın gürültü ve telaşından çok uzaktadır.Bugünkü kasaba çok sade bir görünümdedir,az sayıda lokanta sahilde sıralanır,arkada asıl kasaba başlar .Karadan Kaş-Finike karayolundan ayrılan çok virajlı bir yol ile ulaşılır.Genellikle kıyı boyunca seyreden yatlar tarafından ziyaret edilir.Kasabalılar geçimlerini balıktan temin ederler,taze balık yemek istiyorsanız orada bulabileceğinizden emin olabilirsiniz.Üçağızdan tekne ile Simena'ya rahat ulaşabilirsiniz...


 

 

Bulunan sikkelerin üstündeki isimden Aperlai'nin M.Ö. 5 ve 4 . yüzyılda var olduğu anlaşılmaktadır.Bir Likya şehri olup Kekova körfezindeki  Sicak yarımadasında kurulmuştur.Roma dönemi şehir surları ve stratejik aralıklarla konmuş kuleleri kıyıdan başlar.Kalıntıları bugün görülebilir,şehir surlarının dışında Likya lahitleri vardır...