TÜRK RİVİERASI
  ASPENDOS
 



ASPENDOS

  Aspendos'un da Perge gibi Truva harbini kazandıktan sonra Anadolu'nun bu bölgesine gelen Akalar tarafından M.Ö. 1000 yılında kurulduğu sanılmaktadır.Bir zamanlar Likya'ya ait olan Aspendos sonra Pamfilya'ya bağlanmıştır.
Aspendos ,ılımlı bir iklimi olan mühim ticaret yolları üzerinde kurulmuş,dolayısıyla çok çabuk meşhur olmuş ve böylelikle yaşamını sürdürebilmiş bir şehirdi.Denizden şehre kadar ulaşıma elverişli olan Eurymedon (köprüçay) nehrinin iki yakasında kurulmuş şehir aynı zamanda liman olarak da vazife görmüş ve bu durum ona daha iç kısımlarda bulunan şehirlere nazaran oldukça avantaj sağlamıştır.

Aspendosun çevresinde zeytin bahçeleri bulunmakta ve limon ağaçları yetişmekteydi,üzüm bağlarıda çok ünlüydü.Birçok ürün ihraç etmekte,bunların arasında zeytin,şarap ve çok ünlü olan atları çok mühim bir yer tutmaktaydı.Diğer ihraç malları olarak ipek,halı,mobilya ve limon ağacından yapılmış heykelcikler sayılabilir.

  Aspendos M.Ö. 545 tarihinde Pers egemenliğidedir ve M.Ö. 467 de Grek asleri kumandan Kimon o dönem Atina'sının en büyük deniz savaşı zaferini kazanmıştır.Bu savaşta Eurymedon nehri ağzında demirli bulunan Pers donanmasını yok etmiştir.Bu savaştan sonra Aspendos Attik-Delos deniz birliğinin  üyesi olmuştur.Persler M.Ö. 411 de şehri geri aldılar .Büyük İskender M.Ö. 334 de Perge'yi zaptettikten sonra buraya gelince şehrin ileri gelenlerinden bir heyet İskender'den Aspendos'u bağışlamasını ,şehri işgal etmemesini rica etmişler.İskender bu ricayı,şehir kendisine Perslere ödediği verginin ve verdiği atların aynını vermek şartıyla kabul etmiştir.
Aspendoslular bu şartları kabul etmiş ve Büyük İskender Side'ye doğru yola çıkmıştır.Fakat şehir halkının anlaşmayı bozduğunu ve vaad ettikleri ödemeleri reddettiklerini duyunca İskender hemen kuvvetleri ile Aspendos'a geri döner,şehrin yakınına gelince aynı durum tekrarlanır,şehrin ileri gelenleri tekrar sulh ricasında bulunurlar ama bu sefer çok daha sert şartlara boyun eğmek ve İskender'e her sene 100 altın talent ve 4000 adet ünlü atlarından vermek mecburiyetinde kalırlar.






İskenderin ölümünden sonra generallerinden biri idareyi eline almış ve Suriye Selösitlerinin egemenliği altına girmiştir.Daha sonra Bergama Krallığına bağlanmış ve en son Roma şehre egemen olmuştur.Roma döneminde Aspendos gelişmiş ve zenginleşmiştir,bu döneme ait bir kayıt Perge ve Aspendos'un Romalı Prokonsül Gaius Verres tarafından yağmalandığını ve bu adamın Aspendos halkının gözü önünde arabası ile anıtsal hetkelleri ve değerli eşyaları kendi kullanımı ve amacı için götürdüğünü kaydetmektedir.M.S. 2. ve 3. yüzyıllarda ihtişamın zirvesine ulaşır Aspendos ve bugün burada görülen kalıntıların çoğu bu zengin dönemden kalmadır. M.S. 13.yüzyılda Selçuklular Aspendos'a gelir ve burada kendi izlerini bırakırlar.Bu dönemde şehrin tiyatrosunu restore etmişler ve Sultan için bir saray haline getirmişlerdir.



Aspendos ören yerine gelince yol sizi tiyatroya kadar götürür ve bu yüzden karşılaşacağınız ilk yapı budur.Dünyanın en iyi korunmuş Roma tiyatrosudur ve yalnız bu tiyatro Aspendos'u ziyaret etmek için bir sebep sayılır.Genel olarak sahne binası veya sahnesi ile birlikte çok iyi durumdadır.Burada her yıl bir festival yapılır.Akustik o kadar mükemmeldir ki bugün bile hiç bir mikrofona ihtiyaç yoktur.
M.S. 2. yüzyıla tarihlenen tiyatro tam yarım daire biçimindedir ve en geniş yeri 95 m. tutar,tiyatro Helen geleneğine göre bir yamaca yaslanmış fakat aynı zamanda Roma düzeninde tonoz ve kemerler üzerine inşa edilmiştir.Cavea'da toplam 41 oturma sırası vardır,bunların 21'i diazomanın(yatay geçit) yukarısında ve 20'si ise aşağısındadır.Tiyatro 15000 seyirci  ,birçok oturma yerine isimler kazılmıştır,bu da bazı seyirciler için rezerve edildiklerini gösterir.Yukarıda son sıranın arkasından 59 kemerli bir galeri geçer.





Orkestra kısmı taş döşemeli tabanı ve drenaj kanalları ile orijinal şeklini muhafaza etmektedir.Sahne binası özenle inşa edilmiş ve çok süslüydü ama cavea kadar iyi korunamamıştır.Konglemera bloklardan inşa edilen sahne binası iki katlı olup birçok pencere ve kapısı vardır.



Stadyum tiyatronun kuzeyinde bulunmaktadır. 22X30 m. ölçüsünde olan stadyumun üç tarafında U şeklinde oturma sıraları vardı.Akropolde 105 X 27 m. ölçüsünde inşa edilen Roma Bazilikası üç salonludur.Romalılar Bazilikaları kent yararına ve ticari işlerde kullanırlardı,mesela mahkemeler de bunun bir parçası idi.
Bazilikanın güneyinde ve akropolün ortasında üç tarafı evlerle çevrili agora bulunmaktadır.Roma döneminde agora ticari.sosyl ve politik hayatın merkeziydi ve politik toplantılar burada yapılmaktaydı.


 

İki katlı Anıtsal çeşme 15 m. yükseklikte ve M.S. 2-3. yüzyıllara tarihlenir.Ön cephesi zengin bezenmiş ve İyon düzeninde sütunları vardı.Aspendos'un mühim ve çok ünlü kalıntısı şehrin su kemeridir.Roma döneminden kalan su kemeri bir mil uzunluğunda çok kemerli ,içinde suyun aktığı taş olukları olan bir yapıdır. Su Aspendos'un kuzetindeki dağlardan getirilip kemerin iki ucunun yakınında bulunan 30 m. yükseklikteki kulelerde toplanıyordu.
Küçük bir hamamında yalnız bir kısmı kalmıştır.Hamam bilinen dört kısma ayrılmıştı:Soyunma odası,soğuk havuz,sıcak havuz.Aspendos'ta bir çok nekropol vardır,en eski nekropol güneydoğudaki tepelerde olup M.Ö. 5. yüzyıla tarihlenir.Stadyumun kuzeydoğusundaki nekropolde kaya mezarları ve diğer mezar kalıntıları vardır.




 
  Toplam 71476 ziyaretçi (297263 klik)  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol