TÜRK RİVİERASI
  PERGE
 



AKSU (PERGE)


 Perge'nin Aspendos gibi M.Ö. takr. 1000 senelerinde Truva harbindeki zaferlerinden sonra Anadolunun bu bölgesine gelen bazı Akalar tarafından kurulduğu sanılmaktadır. İlk şehir tepenin  zirvesinde akropolün içine kurulmuş ve giderek tepeyi çevreleyen ovaya doğru genişlemiştir.Pamfilya'nın verimli ovalarında Kestros nehrinin iki yakasında kurulan Perge,Toros dağlarının yön değiştirerek kıyıdan uzaklaştığı bir bölgede iki tepenin arasına yerleşmiştir. Nehir denize kadar gemilerin işlemesine  elverişli olduğu için Perge aynı zamanda liman olarak da vazife görmekte ve kıyıları terörize eden korsanların baskınlarından uzak bulunmak avantajına da sahipti.Perge denizden ve Antalya'dan 17 km. uzakta bölgenin iç kısmında bulunmaktadır.
Perge'nin erken tarihi hakkında fazla bir bilgi yoktur ama herhalde bölge tarihinin ana çizgisini takip etmiş ve önce Pers egemenliği ve sonra hiçbir direnme göstermediği Büyük İskenderin egemenliğine girmiştir.Şehir surları daha sonraki bir tarihte inşa edilmiştir.





İskenderin ölümünden sonra Perge onun generallerinden olan Antigonos'un emrine girmiştir.Sonra Selösitlerin eline geçen Perge , Suriye Selösit krallığı ve Bergama krallığı arasında ortaya çıkan bir sınır kavgasına sebep olmuştur.Roma konsülü olan Manlius Vulsa M.S. 188 senesinde ikisi arasında arabuluculuk yapması için Roma'dan gönderilmiştir.Selösitlerin şehirde bir garnizon bulundurduğunu öğrenince şehri kuşatmıştır. Garnizon kumandanı Selösit Kralı Antiochos III. ile temas edebilmek için 30 gün süre istemiştir.Bu istek kabul edilmiş ve sonunda Perge Bergama Krallığına bağlanmıştır.
Pergede tapılan tanrılar arasında Artemis'in ayrı bir yeri vardır.Perge Artemis'i sikkelerde,birçok kabartmada ve ören yerinde bulunan heykellerde temsil edilmiştir.
Hıristiyanlığın başlangıcında Sen Barnabas ve Sen Pol ,Perge'ye gelmişler ve Sen Pol burada ilk vaazını vermiştir.İncilin 13.3 bölümünde ismi geçen Perge Hristiyanlığın merkezi haline gelmiştir.
   

Kalıntılar çok geniş bir alana yayımıştır,bu yüzden ören yerine girmeden giriş kapısının önünde bulunan şehir planına bakmak faydalı olur.Şehre girerken ilk rastlayacağınız yapı tiyatrodur.Yapı Grek-Roma tipinde olup tepe yamacının içine oturtularak takr. 15000 seyirci alabiliyordu.42 oturma sırası diazoma tarafından 23 sıra yukarıda ve 19 sıra aşağıda olmak üzere ayrılıyordu.
Roma döneminde sahne binası iki katlıdır  ve M.S. 2. yüzyıla tarihlenir,sahne binasının ön yüzü sütun ve heykellerle zengin bir biçimde bezenmişti ve sanatçıların sahneye giriş ve çıkışları için beş kapısı vardı.Bu süslemelerin bazıları gerek tiyatroda gerekse Antalya müzesinde bugün görülebilir.



Perge'nin M.S. 2. yüzyıl stadyumun kalıntıları tiyatroya giden yolun üzerindedir.Perge'de tiyatrodan sonra ikinci büyük yapı  olan stadyum at nalı şeklinde 34X33 m. boyutunda olup güney kısmı açıktı,12000 kişi alabilen stadyumun U şeklindeki oturma sıraları dükkan olarak kullanılan tonozlu odaların üstünde oturuyordu.Bazı odaların duvarlarına dükkan sahibinin ismi ve uğraştığı ticaret yazılmıştı.Vahşi hayvan gösterileri için stadyumun kuzey ucu koruyucu bir korkuluk ile çevrilmişti ve bu suretle arena olarak kullanılıyordu.


   Helenistik kapılar şehrin kapılarının en mühimlerini teşkil eder.Bu kapılar M.Ö. 3. yüzyıla tarihlenir ve her iki yanında üçer katlı yuvarlak kuleleri vardır.Kulelerin bazı kısımları hala ayaktadır,ama konik tepeleri yok olmuştur. Göz alıcı bir yapı oaln kapının duvarlarındaki nişlerde bir zaman heykeller vardı.
Kalıntılar arasında şahane ve çok süslü bir hamam mevcuttur.M.S. 2. yüzyıla tarihlenen hamamın etrafı sütunlarla çevrili bir avlusu,heykeller,sütunlar ve kabartmalarla süslü odaları vardı.Pamfilya'nın en büyük hamamı olarak ün salmıştır.




Agora Helenistik kapının doğusunda bulunuyor ve o da M.S. 2. yüzyıla tarihlenmektedir.Agoralar Roma şehirlerinin sosyal,kültürel ve politik merkezleriydi. Agora sütun sıralar ile çevrili olup bunların gerisinde dükkanlar bulunmaktaydı,bu dükkanların tabanları renkli mozaikler ile döşenmişti.




Nekropol şehir kapılarının dışındadır ve çeşitli mezar yapılarını ihtiva eder.Kayıtlara ve kazılar esnasında meydana çıkartılan buluntulara göre Perge şahane bir mermer şehriydi.İhtişamı hakkında daha fazla bilgi edinmek için Antalya müzesini gezip görmek gerekmektedir.Müzede geçmiş çağların bu görkemli şehrinden çok sayıda şahane mermer heykeller ve kabartmalar sergilenmektedir.
Perge'de tapınılan en mühim Tanrıça,Artemis olduğu halde ona sunulan ve kayıtlarda sözü geçen tapınak henüz bulunamamıştır.Perge'de akropoldekiler de dahil olmak üzere,daha çok kalıntı vardır lakin burada en mühimlerinden söz ettik.


 



28-Eylül-2011 tarihinde yapılan habere göre..

( ”Yorgun Herkül” heykeli olarak bilinen ”Herakles” adlı heykelinin üst tarafı, Türkiye’nin girişimleri sonucunda Ankara’ya getirildi. Antalya’ya götürülecek olan heykelin Antalya’da alt ve üst kısmının birleştirildikten sonra restorasyonunun yapılarak Arkeoloji Müzesi’nde sergileneceği bildirildi. Yıllar önce Türkiye’den kaçırıldığı iddia edilen heykelin üst kısmının ABD’de Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nde olduğu tespit edilmişti. )

----------------------------------------------------------------------------------


09-Eylül-2017 tarihinde verilen sevindirici haber..

YOLA ÇIKARILMAYA HAZIR

M.Ö. 2'nci yüzyıla tarihlenen Roma dönemine ait lahdin 235 santimetre boyunda, 112 santimetre genişliğinde ve 3 ton ağırlığında olduğu biliniyor. Cenevre'de 3 ay sergilenen lahdin Türkiye'ye iade işlemleri başlatılmıştı. Cenevre'ye giden Antalya Müze Müdürü Mustafa Demirel, müze yetkilileri ve bakanlık yetkilileri, Cenevre Üniversitesi Sanat ve Tarih Müzesi'nde bulunan Herakles Lahdi'ni, 50 yılı aşkın süre sonunda yeniden ait olduğu topraklara getirilmesi için işlemleri tamamladı.

 

HAVAYOLUYLA GELİYOR

Herakles Lahdi havayoluyla önce İstanbul'a, ardından da Antalya'ya getirilecek. Lahidin 10 Eylül Pazar günü Antalya Müzesi'nde olması planlanıyor. Antalya Müze Müdürlüğü'nde lahidin sergileneceği alanla ilgili hazırlıklar tamamlandı. Özel bir açılış töreni düzenlenecek lahid için mor bir örtü hazırlandı.








HERAKLES'İN 12 İŞİ

Efsaneye göre Amphitryon'un savaşa gitmesi üzerine onun görünümünde Alkamene ile ilişkiye giren Zeus'un, Alkamene'den Herakles adında bir çocuğu dünyaya gelir. Alkamene'nin Zeus'tan hamile kalması, Tanrıça Hera'yı çok sinirlendirir. Yarı tanrı, yarı insan olarak bilinen Herakles, tanrısal güçlere ve Hera'ya dayanamayarak bir gece cinnet getirerek çocuklarıyla birlikte ailesini ateşte öldürür. Herakles bu cinayetlerden sonra Pythia Apollonu kâhinine danışmaya gider ve Eurystheus'un hizmetine girerek onun verdiği görevleri yerine getirmesine karar verilir.

Bu görevler şöyle sıralanır;

1- Nemea Aslanı'nı yenmek.

2- Lerna gölündeki Hydra'yı öldürmek. Çok başlı yılan olan Hydra, tanrıça Hera tarafından yetiştirilmiştir.

3- Artemis'in kutsal hayvanlarından Kyreneia Geyiğini yakalamak.

4- Erymanthian dağında yaşayan büyük yaban domuzunu diri yakalamak.

5- Augias'ın ahırlarını bir günde temizlemek.

6- Stymphalos'da yaşayan ve o bölgedeki insanların rahatını kaçıran Stymphalian kuşlarını kovmak.

7- Girit'e gidip Poseidon'un Minos'a verdiği azgın Girit boğasını getirmek.

8- Trakya kralı Diomedes'e ait dört vahşi kısrağı yakalamak.

9- Amazonlar kraliçesi Hippolyta'dan büyülü kemerini almak.

10- Okeanos'un bir adasında bulunan 3 gövdeli dev Geryoneus'un sığırlarını çalmak.

11- Hesperidler'in altın elmalarını getirmek.

12- Hades'in ölüler ülkesini koruyan Kerberos adlı köpeği yeryüzüne çıkarmak.









SILLYON


Bir Pamfilya şehri oaln Sillyon Perge ile aynı dönemde Truva harbinden sonra buraya gelen burasını beğenen ve yerleşmeye karar veren Akalar tarafından kurulmuştur. Dik bir tepenin yamacına kurulan Sillyon ,Perge'nin aksine Büyük İskender'e karşı koymuş ve bunun için paralı askerler bile kullanmıştır.Savaşcılar şehri olan Sillyon Persler döneminden beri de askeri üstür.Bugün ören yerinde görülen şehir kalıntıları Helenistik,Roma,Bizans ve Selçuklu dönemlerinden kalmadır.
 
1969 senesinde meydana gelen bir heyalan sebebiyle tiyatronun bir kısmı ve onun yanındaki Odeon kaymış ve tamamen yokolmuştur.Helenistik dönemden kalma 10 pencereli palaestra,şehir kapısı,evler ve diğer yapılar ve küçük bir tapınak kalıntıları bugün görülebilir.Mezarlar ihtiva eden nekropol ve yanında bir kule ,bazı Bizans ve Selçuklu kalıntıları bilhassa ufak bir Selçuk mescidi,bugün bu ören yerinde görülebilen kalıntılardır.

 
  Toplam 71479 ziyaretçi (297269 klik)  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol